12 Mayıs 2014 Pazartesi

AYKIRI ANNELER GÜNÜ YAZISI



AYKIRI ANNELER GÜNÜ YAZISI


Herkese selamlar....Anneler gününüz kutlu olsun. Blogumda  anneler gününe özel  yazı yazmadım yazmak istemedim. On gün öncesinden başladı anneler günü seremonisi...Benim annem güzel annem şarkıları,dizilerin konusu anneler günü, reklamlar anneler günü odaklı...Hele dün facebook yıkılıyoooo...Bence hiç kimse annesine olan sevgisini ilan etmek zorunda değil...Annelerinde böyle bir beklentisi yok zaten...Anneler özellikle Türk anneleri  mütevazidir. Öp yeter.Sanırsın ki herkes annesine inanılmaz özenli, aralarındaki ilişki laylaylom.....Anneleri olmayan çocukları hiçkimse göz ardı etmemeli...Yüreciği annesinin yokluğunda  her dakika bir cenderenin içinde sıkılan, hayata tutunmaya çalışan, sarılamadığı için içi kan ağlayan, boğazında düğümlenen kelimeleri içinden,  kuru ve soğuk mezar taşlarına annem sana geldim diye  haykırmak zorunda kalan bir yığın çocuk, bir o kadar da anne olmak için yanıp kavrulan, her türlü eziyetli yöntemi deneyip, bir türlü kucağına almak  kısmet olmayan insanlar var çevremizde...40 'lı yaşların başındayken annemi kaybetmek aklıma geldiğinde çıldıracak duruma gelen ben, o çocukların acısını tezahür edemiyorum.Biraz empati lütfen

Anlıyorum ki.......Ateş düştüğü yeri yakarmış

                                                                                Sevgiler



5 Mayıs 2014 Pazartesi

HIDIRELLEZ

SÜMBÜL
 Hıdırellez günü; bereketin,bolluğun,dermanın ve şifanın sembolü olan ab-ı hayat suyu (Hayat suyu) içerek ölümsüzlüğe kavuşan Hızır (a.s) ile denizden geldiği varsayılan İlyas(a.s)karada buluştuğuna ve bu buluşma ile şans,uğur,kısmet kapılarının açılacağına inanılır. Hıdırellez günü 5 Mayıs'ı  6 Mayıs'a bağlayan gece kutlanır.

Hızır ile İlyas'ın bütün gece gezdikleri ve dilekleri okudukları düşünülür. Bu nedenle her sene 5 Mayıs gecesi bizim evde hummalı bir çalışma başlar....
Çocuklar -sevgili hıdırellez... diye başlayan mektuplarında dileklerini sıralarlar....
Ben ve sevgilim mandallardan ev,yazlık v.s. yaparız.
Doruğun son model oyuncak arabaları (Tekne,uçak,helikopter istemenin sınırı yok yani......) balkona çıkarılır.
İçlerine bereket parası konularak cüzdanlar açılır.
Dualar eşliğinde bol bol sağlık,huzur dilenir...
Ayrıca
 Çimenlerde yuvarlanıp,salıncakta sallanmakla günahlarının döküleceğine inanılırmış.
Hıdırellez günü sabah ezanında uyanamayanların kapıları sarmaşıklarla bağlanırmış. (Cezaları da güzel be yaaaa.... bu mübadillerin :)
 Eskiden Hıdırellez tam leylakların açma mevsimine denk gelirmiş. Sabah annem bizi, leylakları yüzümüze dokundurarak uyandırırmış, bahar gibi taze olun diye.....
Sabah ezanında çıkılıp 40 tane kabarmış karınca yuvasının üstündeki topraktan bir tutam alınır minik bir kutuya konulurmuş bereket olsun diye....
(Annem sayesinde yıllardır deneniyor. Kesinlikle tavsiye edilir.)

KARINCA YUVASI

Niyet çömlekleri hazırlanır herkes manisini ya da niyetini yazar ve bu çömleğin içine atarmış ertesi gün açılır, dilekler okunur gülünür eğlenilirmiş....
Hıdırellez UNESCO'nun "İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesine" alınması amacıyla 2010 yılında çalışmalar başlatılmış... Bu güzel kültür mirasımız umarım bir an önce listeye girer.
Artık ben gidiyorum çünkü Hıdırellez ile buluşma vakti geliyor....
                                                             Hoşçakalın   Sevgiler







28 Nisan 2014 Pazartesi

BROKOLİ ÇORBASI



SERHİRA
Ev halkı olarak hastalıktan kırıldığımız, brokoliye de  hoşçakal dediğimiz şu günlerde boğaz ağrılarına iyi gelecek olan brokoli çorbasını yapayım, yapmışken de blogumda paylaşayım dedim.Tarife gelince

*Yarım kilo brokoli
*1 yumurta
*1 çorba kasesi yoğurt
*2 tepeleme yemek kaşığı un
*2 yemek kaşığı tereyağı
*3 diş sarımsak
YAPILIŞI

Brokoliyi bir su bardağı suda haşlayalım. Çorba tenceremizde 2 yemek kaşığı tepeleme unu kavuralım. Unun hafiften rengi dönünce 2 yemek kaşığı tereyağı tencerenin içine koyalım yağ kendiliğinden erisin. Haşlanmış brokolileri tenceremize ekleyelim. 3 diş sarımsağı havanda azıcık tuz ile dövelim. 1 kase yoğurdumuzun içine yumurtayı kıralım yedirelim. Koyu bir ayran kıvamına gelinceye kadar su ekleyelim. Dövülmüş sarımsağımızı da koyup tenceremize ekleyelim.Hepsini blenderdan geçirelim.
İsterseniz üzerine zeytinyağı ile naneyi kavurup dökebilirsiniz.


SERHİRA

Afiyet olsun.




25 Nisan 2014 Cuma

AİLEM



GÜNGÖR-NURTEN ÖZTEPE

    Birbirlerini çok seven, ömürleri boyunca hep  sırt sırta vermiş, yaşadıkları birçok zorluğa rağmen, beraber ağlamış beraber gülmüş eşlerin , sevgiyle büyütülmüş 3 çocuğundan kız olanıyım ben....

    Bende oğlan doğarsam, yuvadan kız çocuk almayı isteyecek kadar kız çocuk hasretiyle tutuşan ailenin beklenileniyim ben......

    Yaşadıkları lojmanda komşuların biz bakalım diyerek birbirleri ile yarıştıkları tombiş bebeğim ben.....

    Doğduğu dakikadan itibaren özenli büyütülenim ben.....

    Aslında kız  ismi olmasına rağmen, isminin neden erkeklere verildiğini anlayamayanım ben......


SEDAT-GÜNAY ÖZTEPE

Küçük abisi ile arasında 8 yaş fark olanım ben......,

Zamanın şartlarına göre (1960 lar) çocuklarına dikip,örüp giydiren, pırıl pırıl büyüten, ilk dişi, ilk saçı, ilk ayakkabısı özenle saklanılanım ben.....

SERTAÇ ÖZTEPE CİHAN

Erkek evlatlarını süsleyemediği için mutsuz olan annemin süs bebeğiyim ben.....

(İlerde de tayyör giydiremediği için çok kızılanım ben....)

ANNESİNİN BEBEĞİ

   1970 lerde kendi el emeği (iyi terzidir) ile  bebek sepeti dantellerle,tüllerle süslenen.....
SERTAÇ ÖZTEPE CİHAN
Ankara'da Meteoroloji lojmanlarında abileri ile birlikte meyve ağaçlarının altında bir sürü tavuk ve bembeyaz bir Ankara  kedisi ile mutlu mesut yaşayanım ben......
(Ama kendi çocuklarıma bunu yaşatamayanım ben.....)

Kısaca

Aşk çocuğuyum ben....
                                                                                       Sevgiler.....



22 Nisan 2014 Salı

ESKİ GELİNLER

NURTEN-GÜNGÖR ÖZTEPE


Yıl 12.Mart.1960 Yer Ankara
    19 yaşında su gibi bir genç kız Annem, yakışıklı, zarif ama  bir o kadar da mütevazi delikanlı Babam...Duvağından sarkan gelin telleri, saçında ki minicik taç,uzun eldivenler,kat kat eteği olan gelinlik ile sevimli bir gelin....İlk dans... hangi şarkı ile hatırlıyor mu annem acaba?



ANNEM
 Annelerle kızlarının zevkleri de aynı galiba....Benim gelinliğiminde etek kısmı aynı idi. Ayrıca o zaman ki kuaförler şimdikilerden daha başarılı bence....
REMZİYE-AYHAN GÜRKAN

 Dayım ve yengem
Gelin telleri neden yok artık? Olmalı ama....Saçında olmazsa eğer, çiçeğinde olmalı....Bekar genç kızlara kısmet açması için verilmeli...Bu arada yengemin neden çiçeği yok sormam lazım.

Bu resim bana
Sevdimmmm.... bir genç kadını....... ansam onunnnnnn  adını......
hatırlatır :)


NİGAR-GALİP ÖZTEPE
Sene 1961 ve kısa gelinlik....Bizden daha cesur ve daha modern oldukları ortada...... 

Rivayet o ki Nigar teyzemin 57.dünürüymüş Galip Amca....Çok onurlandırıcı bir durum....Var ya Mustafa benim 57.değil dünürüm olacaktı ki havamdan geçilmezdi herhalde :)

Ölümsüzleştirmek istedim sadece...şimdilik bu kadar


                                                     Sevgiler....

21 Mart 2014 Cuma

BEYAZ ÇİKOLATALI VİŞNELİ KEK


Eş durumundan bir Afyonlu olarak vişneyi çok severiz. Eşimin dedesinden  kalma bir köy evimiz  ve bahçesinde bir sürü vişne ağacımız var.   

  Mevsimi geldiğinde vişneden  dallar yerlere eğilir....Ama gel gör ki  satınca para etmez.... Geçen sene kilosu  20-25 kuruştan satılmıştı. Bu nedenle bizim köylüler, o güzelim vişne ağaçlarını kestiler ve yerlerine iyi para ettiğinden dolayı Napolyon kiraz ağaçları diktiler. Yazıkkkkk....Ama onlarda haklılar bütün yıl uğraş didin meyvası da kuruş etsin....Keşke canım ülkemde aktif devlet kurumları olsa da üretici-tüketici dengesini iyi ayarlansa...Köylümüz zarar etmese...Ürettikleri para etse... rahat yaşasalar...İstikrar olsa ürün para edecek mi? diye düşünmeseler...olmaz mı?


Neyse......vişne tadından dolayı çoğunlukla meyve olarak yenmez. Anca kompostosu, reçeli, marmeladı yapılır. Pastalara keklere o mayhoş tadı ile çok yakışır.  Bu sebeble sizlere bugün çok güzel bir kek tarifi vereceğim. 
  

BEYAZ ÇİKOLATALI VİŞNELİ KEK 




BEYAZ ÇİKOLATALI VİŞNELİ KEKKEK
Malzemeler
*4 adet yumurta (oda sıcaklığında)
*1 su bardağı toz şeker
*Yarım su bardağı sıvı yağ
*Yarım su bardağı yoğurt (oda sıcaklığı)
*1 paket kabartma tozu
*1 çay kaşığı silme karbonat (Daha güzel kabarır.)
*1 paket vanilya
*2 su bardağı un
*10-15 tane vişne (mutlaka dondurucumda vardır :) )
*1 tane beyaz çikolata



Yapılışı


 *Oda sıcaklığındaki yumurtalar ile toz şekeri, şeker tamamen eriyip mayonez kıvamına gelene  kadar çırpın.
 *Sıvı yağı ve yoğurdu ekleyip çırpmaya devam edin.
 *Unu eleyin. Kabartma tozunu, karbonatı, vanilyayı ekleyip kekinize ilave edin ve düşük devirde karıştırın.
 *Çekirdeklerini çıkarttığımız vişneleri ve doğranmış çikolataları da ekleyip alttan yukarıya doğru karıştırın.
 *Yağlayıp unladığınız kek kalıbına karışımınızı döküp kalıbı tezgaha birkaç kere vurun ve içindeki hava kabarcıklarının çıkmasını sağlayın.
 *140 derecelik fırında yaklaşık 40 – 45 dakika pişirin. İlk yarım saat fırının kapağını açmayın. Kekiniz söner. Yarım saatin sonunda kekinizin ortasına bir bıçak batırın temiz çıkarsa kekiniz pişmiş demektir.
 *Tamamen soğuduktan sonra kalıptan çıkarın ve dilimleyerek servis yapın.
                                       Afiyet olsun…

BEYAZ ÇİKOLATALI VİŞNELİ KEK


BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...