4 Haziran 2014 Çarşamba

ŞEYH BEDRETTİN'İN ŞEHRİ SEREZ

Yunanistan gezimizin bugün ki durağı Serez...
Serez'i gördüğümde aklıma  "Serez" ya da "Serezli" soyadı taşıyan insanlar ile orada asılan Şeyh Bedrettin'e ithafen Nazım Hikmet tarafından yazılan "Şeyh Bedrettin Destanı" geldi. 

 3.Haziran.1963 tarihinde vefat eden Hemşehrimiz, romantik devrimci Nazım Hikmet'in 51.ölüm yıl dönümü  dolayısıyla Serez'den, Şeyh Bedrettin Destanından  bahsetmek istiyorum sizlere...

SEREZ
 Serez şehrinin kaleden görünüşü 

 Serez çarşısının içi  arkeoloji müzesine dönüştürülmüş. Bize ait hiçbir şey  yok. Resim çekmek yasak olduğundan içeri de olanları sizlere gösteremiyorum.:(


SEREZ ÇARŞISI


Serez çarşısı giriş kapısı


SEREZ ÇARŞISI

http://www.lozanmubadilleri.org.tr/  vakfı ile geziye katılan mübadillerin ne zaman Serez'e yolları düşse, çarşının önünde Şeyh Bedrettin ve Nazım Hikmet'in anısına destandan 2 bölüm okurlarmış. Bu sefer bana kısmet oldu....
Ruhlarınız şad olsun. 

Serez çarşısının bahçesindeki bu çınar acaba Şeyh Bedrettin'in asıldığı çınar mı?  

SEREZ ÇARŞISI

Şeyh Bedrettin'in idam kararı ile ilgili yaşadığı dönem çok iyi incelenemediğinden farklı görüşler varmış. Kendisinin de İslam Alimi olması dolayısıyla, şer'i mahkemede kendisine yöneltilen tüm sorulara islamiyete uygun cevap verdiği için, kadıların kendisine ceza veremediklerini belirttikleri ve akıbetinin belirlenmesini kendisine bıraktıkları ve kendisinin de İslam hukuku uyarınca "benim yüzümden çok kan aktı, benim katlim vaciptir." demesi suretiyle kendi idam kararını kendi verdiği söyleniyormuş. 
 Nazım ise  destanında  İran'dan getirilen bir ulemaya bu kararın verdirildiği söylüyor...
Kim bilir?

Nazım hikmet'in Şeyh Bedrettin Destanından 12 ve 13 bölüm

Rumeli, Serez
ve bir eski terkibi izafi:
                      HUZÛRU HÜMAYUN.

Ortada
yere saplı bir kılıç gibi dimdik
                                          bizim ihtiyar.
Karşıda hünkâr.
Bakıştılar.

Hünkâr istedi ki:
bu müşahhas küfrü yere sermeden önce,
son sözü ipe vermeden önce,
biraz da şeriat eylesin ibrazı hüner
âdâb ü erkâniyle halledilsin iş.

Hazır bilmeclis
Mevlâna Hayder derler
mülkü acemden henüz gelmiş
                  bir ulu danişmend kişi
kınalı sakalını ilhamı ilâhiye eğip,
«Malı haramdır amma bunun
                                            kanı helâldır» deyip
                                            halletti işi...

Dönüldü Bedreddine.
Denildi: «Sen de konuş.»
Denildi: «Ver hesabını ilhadının.»

Bedreddin
baktı kemerlerden dışarı.
Dışarda güneş var.
Yeşermiş avluda bir ağacın dalları
ve bir akarsuyla oyulmaktadır taşlar.
Bedreddin gülümsedi.
Aydınlandı içi gözlerinin,
                                   dedi:
— Mademki bu kerre mağlubuz
netsek, neylesek zaid.
Gayrı uzatman sözü.
Mademki fetva bize aid
verin ki basak bağrına mührümüzü..
  


Yağmur çiseliyor,
korkarak
yavaş sesle
bir ihanet konuşması gibi.

Yağmur çiseliyor,
beyaz ve çıplak mürted ayaklarının
ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi.

Yağmur çiseliyor,
Serezin esnaf çarşısında,
bir bakırcı dükkânının karşısında
Bedreddinim bir ağaca asılı.

Yağmur çiseliyor.
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
Ve yağmurda ıslanan
yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin
                                        çırılçıplak etidir.

Yağmur çiseliyor.
Serez çarşısı dilsiz,
Serez çarşısı kör.
Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.

Yağmur çiseliyor.
                                         ......................
                                     GÜNCELLEME


4 yıllık emeğimin sonucu olan kitabımı 2018 yılında yayınladım. Vefa örneği olmasını istediğim için ; doğduğu toprakları bir daha göremeyen buğulu,elâ gözlü tüm mübadillere ithâf ettim. 
Umarım birçok mübadile faydası olur. Kitabı almak isterseniz eğer sertaccihan@hotmail.com adresinden bana mail atmanız yeterlidir. 

Memleketten-Vatana Sessizlerin Hikâyesi
1915 Yunanistan Kozana seçmen kayıtlarında Türk ve müslüman nüfusa ait bilgiler ve mübadele
adlı kitabımın arka kapak yazısıdır.

"Kimlik arayışına girdiğimde karşıma çıkan mübadele ve mübadillik idi. Konuyu araştırmaya başladıkça "mübadele bağlamında" tarihin sunulma ve anlaşılma biçimindeki yanlışlığı görmeye başladım. Çoğu mübadil torunu atalarının isimlerini bilmedikleri gibi, nereden geldiklerini, niçin geldiklerini de bilmiyorlar. Bu durum çocuklarımıza kültür aktarımı yapamadığımızın çok net bir kanıtı olarak karşımızda duruyor.
Bir toplumun mensubu olmak, o toplumun oluşma sürecinde ortaya çıkan kültürünü taşımak yükümlülüğünü de beraberinde getirir. Bireyler arasındaki zincir koptukça kültürsüz toplumlar ve kültürsüzleşme ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta kaybedilen Balkan savaşlarından sonra Yunanistan devleti sınırları içinde kaldığı için Yunan vatandaşı sayılan ve bu nedenle 1915 yılında yapılan Yunanistan genel seçimlerinde oy kullanan, Selanik Kozana eyaletine bağlı 61 köyde yaşayan 16 yaş üstü toplam 5140 Türk-erkek-müslüman nüfusa ait bilgiler ve lâkapları bulunmaktadır. Birçok Türk ailenin soyadlarının kaynağı bu lâkaplardır.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol" gereği Rumeli'den Anadolu'ya gelen Türkiye'nin Yunanistan doğumlu yeni vatandaşları ülkelerinin ekonomik,siyasi ve kültürel biçimlendirilmesinde kilit taşı oldular"
  
                                                                                                                           Sevgilerle

2 Haziran 2014 Pazartesi

HARAVGİ-CUMA KÖY

Herkese selam
Yunanistan köy gezilerimiz yazı dizime devam ediyorum.Bugün sizlere Cuma Köyü anlatmaya çalışacağım. Köyümüz açık kömür havzası içinde yer aldığından dolayı giriş yasaktı ama Dayımın ve Dimitris'in yoğun çabaları ile eskort eşliğinde gezmemize izin verildi.


CUMA KÖY

Cuma köy Anneanne ve Babaannemin köyü 
Açık kömür havzası içinde yer aldığından dolayı terk edilmiş...bizimkiler buradan ayrıldığında annanem 13 babaannem 15 yaşındaymış...Yani her şeyi çok net hatırlıyorlardır ama soran olmuş mu????Yokkkkkk
İSYANNNNNNNN

YUNANİSTAN-CUMA KÖY

 Bizimkiler burada yaşadıkları dönemde Sarıgöl'den bahsederlermiş o kadar bereketliymiş ki toprakları kendi deyimleri ile kol ka mısırlar yetişirmiş tarlalarda....Şimdi o Sarı göl boşaltılarak açık bir kömür havzası haline getirilmiş.
YUNANİSTAN
5.kuşak mübadil Hira Melis Eski Camii, yeni Kiliseyi incelerken...
Bu geziye çocukları çok zor ikna ettim.Son dakikaya kadar direndiler ama şimdi de anlata anlata bitiremiyorlar. Hatta Hira Melis geçen hafta Tarih dersinde mübadeleyi anlatmış ve öğretmeni ile birlikte Selanik türküsünü söylemiş.
Çok okuyan mı bilir? Çok gezen mi?

TERKEDİLMİŞ KİLİSE


CUMA KÖY


CUMA KÖY

 Ananemin bazı bazı bahsettiği, bizim orası mı burası mı diye tahmin yürütmeye çalıştığımız  evinin önünde Annem ve Dayım

CUMA KÖY
 Her yer kömür
YUNANİSTAN-CUMA KÖY

YUNANİSTAN-CUMA KÖY
 Birde su kuyusu varmış orada...Mübadele emri çıkınca yanınıza hiçbir şey almayın terkedin denmiş.Bizimkilerde korkularından altınları su kuyusunun içine saklamışlar.Rahmetli annanem   yıllarca beni köyüme götürün altınları bulurum derdi.Kısmet olmadı götüremedik..:( 

Bak şimdi aklıma  bir kurt  düştü..Su kuyusunu bulduk...Baksaydık ya içine....
Belki bulurduk hohoyyyyy :) 

AÇIK KÖMÜR HAVZASI
 Devasa bir kömür havzası, devasa modern iş makinaları....Ömrümde ilk defa açık kömür havzası gördüm.Gördüğümüz çalışan tek tük...Onlarda makinaların başında kontrolü sağlıyor. İnsan gücü ile değil, makine gücü ile çalışan bir yapı oluşturmuşlar. İnsan kıymetli onlarda, bizde ise Allaha emanet ....
Soma'da bir yudum nefes alamadan ölen vatandaşlarımız hakkınız çok bizde... 
Bir şeyler yapamadığımız için bizi affedin..

Aşağıda gördükleriniz Devlet Arşivlerinden çıkarttığım Muhacir Kayıt Örnekleri
MUHACİR KAYIT ÖRNEĞİ

Yukarıdaki belge annanemin babası İzzet Dede'nin kaydı...
Gördüğünüz gibi yaşları,kaç kardeş oldukları,hangi tarihte nereden geldikleri,nereye indirildikleri,nereye iskan edildikleri,kaç kişi geldikleri bizim bilmediğimiz her şey kayıtlı
Bunlar belge değil ,benim için mücevher....
MUHACİR KAYIT ÖRNEĞİ

 Yukarıda ki Muhacir Kaydı da Babannemin babası Rüstem Dedeye ait. Babannem 15 yaşındaymış.İki aile de Çorum Sungurlu'nun Çarşıdere köyüne yerleştirilmişler.Mübadiller geldikten sonra jest olsun diye herhalde köyün adını Çarşıcuma olarak değiştirmişler.
Ne sevimli......


GÖKKUŞAĞI
Gösterdikleri çabadan dolayı Dayım Bayram GÜRKAN'a ve Dimitris DAĞİOĞLU'na, gösterdikleri  sabırdan dolayı da grup arkadaşlarımıza buradan çokkk teşekkür ediyorum.İyi ki varsınız...... 
Gökkuşağı uğurladı bizi...Hoşçakal Cuma köy... Hoşçakal Haravgi...

                                                                                    SEVGİLER

29 Mayıs 2014 Perşembe

GAZİ EVRENOS BEY TÜRBESİ-YENİCE-İ VARDAR

Yunanistan gezisi yazılarıma Yenice-i Vardar ile devam ediyorum

Gazi Evrenos bey, Yenice Vardar'a geldiğinde  burada bulunan gölün güzel ikliminden ve dağın serinliğinden  faydalanmak istemiş ve şehri burada kurmaya karar vermiş. Ekonomik ve askeri alanda şehri organize etmiş. Gazi Evrenos bey  burayı bir ticaret merkezi haline getirmiş. Büyük bir Kervansaray, pazar yeri, çeşmeler, okullar, hamamlar, camiler, aşevleri, 740 dükkan yapmış, burada 1417 yılında  vefat etmiş ve aşağıda göreceğiniz türbesine defnedilmiş.

GAZİ EVRENOS MEZAR TAŞI

Gazi Evrenos Bey'e ait mezar taşı 

GAZİ EVRENOS'UN MEZARI

Türbenin asıl mezar yeri
Altın bulabiliriz umuduyla, mezar zamanında talan edilmiş, fakat içinden sadece Ya Ali yazılı tespih parçaları çıkmış.


GAZİ EVRENOS'UN MEZARI

Türbenin restorasyonu yekpare yapılmamış. Restorasyonu yapılan  ilk  bölüm asıl mezarın olduğu yermiş.

GAZİ EVRENOS'UN MEZARI



GAZİ EVRENOS'UN TÜRBESİ

Üst tarafta  Gazi Evrenos Bey'in Türbesinin eski ihtişamlı görünümü 
Alt resimde ise; restorasyon çalışmaları sırasında Türbe

GAZİ EVRENOS'UN MEZARI

Türbe talan edilmeden önce bayağı görkemliymiş.


MİHRAP

Türbeye ait kıbleyi gösteren  mihrap

İSKENDER BEY CAMİİ

Arka tarafta görünen İskender bey camii
Bugün Caminin minaresi ve üst kısmı yok olmuş.Şimdi ki saat kulesinin oradaymış. 
TİKA bir an önce bu duruma el atmalı....Birer birer yok oluyor kültür varlıklarımız......

ŞEYH İLAHİ HAZRETLERİ MEDRESESİ
Rehberimiz tarafından çeşmenin bulunduğu alan kutsal bir alan olarak anlatıldı. Fakat Seyahatnameden anladığımız kadarıyla burası zamanın ünlü  Şeyhi İlahi Hazretlerinin medresesiymiş. Seyit İlahi camii ve hamamı olarak anlatılan imaret  şu anda  askeri bölgenin içinde kalmış.


Evliya Çelebi'nin Seyâhatnâme adlı on ciltlik eseriyle Türk edebiyatına ve kültürüne eşsiz bir eser armağan 

eden Evliyâ Çelebi'nin yolu, Yenice-i Vardar'a da uğradığında, şehri ayrıntılı bir şekilde tasvir 

eden Evliyâ Çelebi, burada bir tane medrese olduğunu bildirdikten sonra, söz konusu medrese 

hakkında kendine has üslûbuyla 


“Bir âdem her ne kadar ahmak hebennak-ı sa'le-bi‟l-humakâ olsa bu dershânede bir kere 
bismillahi dese, elbette bir yılda tefsîr-i şerîf istihrâc etmeğe liyâkat hâsıl eder, zîrâ Şeyh İlâhî 
hazretlerinin nazargâhıdır.” demiştir. 

"Nazargahın sözlük anlamı Allah-u Teala'nın baktığı (nazar ettiği) yer anlamına gelirmiş."

Yani  Müslümanlar  için çok önemli bir mekanmış.


YENİCE-İ VARDAR

 O zaman ki yaşantılar ile ilgili olarak Seyyah Edward Lear'ın tasvirleri türbenin duvarlarını süslüyor.

YENİCE-İ VARDAR

YENİCE-İ VARDAR

Türbenin önünde bizi bir kasa kirazla karşılayan Belediye başkan adayına da ayrıca buradan teşekkür etmek istiyorum.

Son olarak sizlere www.lozanmubadilleri.org.tr/ vakfının gezisine katılan arkadaşlar ve Yunanlı dostlarımız ile  hoşçakalın diyorum.



                                                                                    Sevgiler

26 Mayıs 2014 Pazartesi

EKMEĞİNİ TAŞTAN ÇIKARANLARIN KÖYÜ KOÇANA-PAREA


15-19 Mayıs 2014 
tarihinde http://www.lozanmubadilleri.org.tr/ vakfı ile gittiğimiz Yunanistan gezi notlarımıza devam ediyoruz.


BURSA ULUABAT GÖLÜ
Turumuzun,  köyleri gezdiğimiz ikinci gününde, köylülerin kendi çabaları ile oluşturdukları müzeyi görmek üzere eski Koçana yeni Parea köyüne geldik. 
Bu köyde yaşayanlar, Bursa  Uluabat gölü kenarında bulunan Akçalar köyünden gelmişler. Bu nedenle müzenin girişine Uluabat gölünün fotoğrafını asmışlar. Ne güzel.....Nesiller boyu çocuklarına aktarabilecekler. Benim gibi kılı kırk yarmayacaklar.Nereden geldik nasıl geldik v.s. :( 

MÜBADELE MÜZESİ

Mübadelede bırakılan ve daha sonra bağışlanan eşyalar müzenin her köşesinde..... 



MÜBADELE MÜZESİ

MÜBADELE MÜZESİ

Sol köşede bir Türk kadını resmedilmiş.

MÜBADELE MÜZESİ

Babaannemin yatağının aynısıymış. Annem öyle diyor...Duvar halıları, danteller kimlerin ellerinden çıkmış acaba?

MÜBADELE MÜZESİ

Şu alttaki radyodan dedemlerde vardı. Kanal arar dururdu....Dokunmam yasaktı. Cızırtı gelmemesi için çok hassas davranır, kulağını radyonun hoparlörüne dayayıp ayarını yapardı Ne günlerdi ama.....

MÜBADELE MÜZESİ

Şu zarafete bakın hangi genç kızın rüyasını süslemiştir acaba? 


MÜBADELE MÜZESİ
Berber malzemeleri....
Sahibi ölünce ailesi hepsini müzeye bağışlamış.Aynada bendeniz......
MÜBADELE MÜZESİ

Şu köke bakar mısınız? Koca koca taşları nasıl da yutmuş....Doğanın gücü işte....

MÜBADELE MÜZESİ

Transistörlü radyolar, eski kitaplar,sandalyeler, duvar halıları


MÜBADELE MÜZESİ
Likör takımları, gümüş kaşık çatal takımları, boy boy anahtarlar, eski paralar, kristal su takımları yine çok eski bir vitrinin içinde....
MÜBADELE MÜZESİ

Delikli bir kuruşlar...Leblebi tozu aldığım günler...


MÜBADELE MÜZESİ

Sağ tarafta kafasından vurulmuş bir askerin miğferi :(

MÜBADELE MÜZESİ
Halı dokuma tezgahları, tütün tezgahları, nalbur malzemeleri
MÜBADELE MÜZESİ
MÜBADELE MÜZESİ



MÜSLÜMAN MEZAR TAŞI

İla Rahmetullah

1244 yılına ait Türk mezar taşı
Kime aittir acaba?

MÜBADELE MÜZESİ



MÜBADELE GÖÇ YOLLARI

Mübadele zamanında ki göç yolları


EKMEĞİNİ TAŞTAN ÇIKARMAK

Ekmeğini taştan çıkaranların köyü, sizlerden öğrenecek çok şeyimiz var.

Bizler Dünya Lideri Atamızın doğduğu eve sahip çıkamazken, küçücük bir köy halkının yaptıklarına bakın...
İbretlik bir durum

Bu gezimizde bizler
Altınları bulamadık ama Altın gibi dostlar edindik.

                                                                       Sevgilerimle

12 Mayıs 2014 Pazartesi

AYKIRI ANNELER GÜNÜ YAZISI



AYKIRI ANNELER GÜNÜ YAZISI


Herkese selamlar....Anneler gününüz kutlu olsun. Blogumda  anneler gününe özel  yazı yazmadım yazmak istemedim. On gün öncesinden başladı anneler günü seremonisi...Benim annem güzel annem şarkıları,dizilerin konusu anneler günü, reklamlar anneler günü odaklı...Hele dün facebook yıkılıyoooo...Bence hiç kimse annesine olan sevgisini ilan etmek zorunda değil...Annelerinde böyle bir beklentisi yok zaten...Anneler özellikle Türk anneleri  mütevazidir. Öp yeter.Sanırsın ki herkes annesine inanılmaz özenli, aralarındaki ilişki laylaylom.....Anneleri olmayan çocukları hiçkimse göz ardı etmemeli...Yüreciği annesinin yokluğunda  her dakika bir cenderenin içinde sıkılan, hayata tutunmaya çalışan, sarılamadığı için içi kan ağlayan, boğazında düğümlenen kelimeleri içinden,  kuru ve soğuk mezar taşlarına annem sana geldim diye  haykırmak zorunda kalan bir yığın çocuk, bir o kadar da anne olmak için yanıp kavrulan, her türlü eziyetli yöntemi deneyip, bir türlü kucağına almak  kısmet olmayan insanlar var çevremizde...40 'lı yaşların başındayken annemi kaybetmek aklıma geldiğinde çıldıracak duruma gelen ben, o çocukların acısını tezahür edemiyorum.Biraz empati lütfen

Anlıyorum ki.......Ateş düştüğü yeri yakarmış

                                                                                Sevgiler



BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...