16 Aralık 2014 Salı

KUMAŞ YAPIŞTIRMA İLE FİSKOS ÖRTÜSÜ


Sonbahar gibi geçen, bir 16.Aralık gününden  herkese merhaba....Yaklaşık bir haftadır aşağıda göreceğiniz proje ile uğraşıyorum. Kenarlarını daha yapamadım ama daha fazla dayanamayacağım bir an önce sizlerle paylaşmak  istiyorum.

 Efenim herhalde salı günü başladım ben bu örtüyü yapmaya......Çünkü sallandıkça sallandı..Bu sefer beni çok uğraştırdı ama pek güzel oldu. 

ELİŞİ MASA ÖRTÜSÜ


İlk olarak zevkimize uygun  iri motifli bir tülbent alıyoruz. 
İri motifli olursa kesmek daha kolay.Tülbent çok ince olduğu için kesilen yerler tel tel ayrılmıyor. Küçük motifler, girintisi fazla olan yerler ,kesme işinizi zorlaştırır. Motifi bir bütün olarak çıkartıyoruz. Sonra 90*90 cm olarak kestirdiğimiz Ödemiş ipeğine motifi yerleştiriyoruz.


 Şık düğme'den alınan  ART DECO YAPIŞTIRICI' sı ile bir fırça yardımıyla,  motiflerin üstünden  fazla dışına taşırmayarak  yapıştırıyoruz. Taşarsa eğer; üzülecek bir şey yok çünkü yapıştırıcı şeffaflaşıyor.  

HANDMADE



HANDMADE

Dört kenarına motiflerimizi yapıştırdıktan sonra 24 saat kurumaya bırakalım. Daha sonra tersinden ütüleyerek fikse edelim.



Masa örtüme  biraz canlılık, pırıltı katması için yukarıda gördüğünüz simli yapıştırıcı ile güllerin kenarlarını, kıvrımlarını  bu yapıştırıcı ile belirledim.


ELİŞİ MASA ÖRTÜSÜ

Nasıl kullanacağınız hayal gücünüze kalmış. İsterseniz runner yapın, isterseniz masa örtüsü....


ELİŞİ MASA ÖRTÜSÜ


     İlk kez yıllar önce  yaptığım, yaparken çok keyif aldığım bir proje idi bu ipeğe tülbent yapıştırma işi.....Tekrar yapmak biraz uzadı fakat çok keyifli oldu. Farklı-özel.....

      Kenarlarına daha dantel dikeceğim fakat bekleyemedim                 hemen paylaşmak istedim. Nasıl olmuş? Beğendiniz mi?
                                                                                        Sevgilerimle





13 Aralık 2014 Cumartesi

KIYMALI TARHANA ÇORBASI YAPILIŞI


KIYMALI TARHANA ÇORBASI

Selam
Bugün yani sabahtan sizlere Tarhana çorbasının tarifini vermek istedim. Büyüklerimiz bu çorbayı  enerji olsun, tok tutsun diye sabah kahvaltıda içerlermiş. Tabii o zamanlar her şey zor, enerjiye çok ihtiyaç olurmuş...Bizim gibi rahat ve sağlıksız bir yaşantıları yokmuş....:)
  Tarhana; bence Türk milletinin DNA sarmalında varolan bir çorba.....sevmeyen yok gibi herhalde di mi? Ayrıca kendisinin  duygusal-fiziksel iyileştirici etkisi vardır. :) Bizim evde tarhananın  ustası annemdir....çırağı  ben :) Kevgirden geçirme aşamasında devreye sokulan yamaklar ise bizim kızlar...Çünkü yılların aşçıbaşısı  tarhanayı robottan geçirmeyi asla kabul etmez, kevgirden geçirtir. :)
Tarhana yapımları çeşit çeşit....Yaş olanı var,cips gibi kıtır kıtır olanı var, kevgirden geçirileni var,güneşte kurutulanı var...Bizim tarhanamız birazda Rumeli usulü olur. Kuru toz tarhana....Bir de mayalama işlemini kısa tutup, kurutmaya başladığımız için tarhanamız tatlı olur. Kısmet olursa yaza tarhanayı yapıp, nasıl yaptığımızı sizlerle  paylaşırım. 
Eskiden Maraşlı komşularımız vardı annesi tarhanaya incecik tepsilere döker.Güneşte kuruturdu. Çocukken onları cips gibi katur kutur yemeğe bayılırdım.....İnternetten kısacık bir araştırma yaptım. Maraş tarhanasının diğer adı döğmeli tarhana imiş...
Neyse efenim geçen sene tarhanayı çok yapmışız o yüzden bu sene tarhana yapmadık. Sizlere bugün çoğu  kadının ezbere yaptığı tarhana çorbasının tarifini vermek istiyorum.


TARHANA ÇORBASI
MALZEMELER
*1,5 litre su
*3 yemek kaşığı zeytin yağ
*1 yemek kaşığı  salça (Ben yemeklerime lezzet kattığını düşündüğüm için biber ve domates salçasını eşit ölçülerde karıştırır kullanırım)
*2 yemek kaşığı kıyma
*Bir su bardağı tarhana
*3 diş sarımsak
*Nane,tuz,kırmızı pul biber

YAPILIŞI
Orta boy tenceremize 3 yemek kaşığı zeytinyağımızı koyalım. 2 yemek kaşığı kıymamızı ekleyelim. Kavuralım.Ardından 1 yemek kaşığı salçamızı ekleyip 1-2 dakika daha kavuralım. Sonra  suyumuzu tenceremize ekleyip  1 su bardağı tarhanamızı tenceremize ekleyelim. Karıştırarak pişirelim.Kaynamaya başladıktan sonra yeteri kadar tuzumuzu ekleyelim.Sarımsaklarımızı çorbamızın içine rendeleyelim. Ocağımızın altını kapatalım.

Kaynayana kadar karıştırmak çok önemli.Karıştırmayı aksatırsanız topan olur.Blenderdan geçirmek zorunda kalırsınız. 

Küçük  tavaya yarım fincan zeytinyağını koyalım istediğimiz kadar naneyi ve kırmızı pul biberi atıp azıcık kavuralım. Tarhana çorbamızın üzerine ekleyelim. 

 Muhteşem tarhana çorbamız hazır...Afiyet olsun...

                                                                                        Sevgiler

KIYMALI TARHANA ÇORBASI

9 Aralık 2014 Salı

GEL YA DA GİT - UNUTURSAM FISILDA




Söyleyecek sözün varsa; söyle
Anlatacak hikayen varsa; anlat
Hayallerin varsa; peşinden koş
 hiç durma.....
Denemeden, nelere gücünün yeteceğini nereden bileceksin?
Yapmazsan eğer; o pişmanlık seni yakar, kavurur.....
(Yukarıdaki satırlar hayat görüşümün özetidir.)

Çağan Irmak'tan duygu ve mesaj yüklü bir film daha....Şahaneydi.....

                                                                                           Sevgiler 



4 Aralık 2014 Perşembe

YOĞURTLU KEK TARİFİ

Selam

Bu aralar çalışkan bloggerları bir taktir ediyorum,bir taktir ediyorum sormayın yani.....Bense yayın hazırlamak için bir türlü zaman bulamıyorum. Resimlerini çekiyorum-bilgisayara atmaya zaman yok...Cep telefonumda 2000 resim, Ipad'de 500 resim ... fotoğraf makinasında bir o kadar daha...ayıklamaya, çevirmeye zaman yok...Resimleri; iş yapa yapa (gel 2 tıkla iş yapmaya git şeklinde) bloga at, iki satır yazı yazmaya otur, nihayetinde yayınla...Bu iş çok büyük sorumluluk gerçekten...Üçüncü çocuğum gibi....Özen istiyor, bakım istiyor, ilgilenilmek istiyor....

Kısaca gün bana yetmiyor...:( Günün 48 saat olmasını talep ediyorum ben Hakim bey :)))))

Şimdi gelelim Yoğurtlu kek tarifime....Yoğurtlu kekleri seviyorum.Daha yoğun oluyor....


YOĞURTLU KEK TARİFİ

 Malzemeler
*Oda sıcaklığında 4 tane yumurta
*Yarım su bardağı zeytin yağ
*1 su bardağı toz şeker
*1 su bardağı yoğurt
*Yaklaşık 3 su bardağı un
*1 tane vanilya
*1 tane kabartma tozu

YAPILIŞI
Şeker ve yumurtayı göz göz olana kadar mikserle çırpalım.Daha sonra yoğurdu ve zeytinyağını ekleyip 1 dakika daha çırpalım. Unumuzu eleyelim içine vanilyayı ve kabartma tozunu ekleyelim.Mikseri düşük devirde çalıştırarak karıştıralım.

Yağlanmış,unlanmış kalıba dökelim.Soğuk fırına koyalım.Fırını 150 C ayarlayalım. Kabarmaya başlayınca fırının ısısını 170 C çıkaralım.40-45 dakika pişirelim. İlk yarım saat fırının kapağını kesinlikle açmayın. Sonra kekin ortasına bıçak ya da kürdan batıralım. Hamur yapışmazsa pişmiş demektir.
                                                                                     Afiyet olsun

KEK TARİFİ

26 Kasım 2014 Çarşamba

ANKARA'YI ERCİYES'E ÇEVİR YA RABBİM


ANKARA KAR


Selam

Ankara'da havalar çok soğudu. Hafif hafif kar yağmaya başladı. İnşallah devamı gelir çünkü geçen sene  hiç kar yağmadığı için;  Kızılırmak suyunu kullanmak zorunda bırakılmıştık.Tamam içmiyoruz, fakat banyo,tuvalet,bulaşık....Bütün yaz kaşınarak geçti..Hıı egzamada üstüne tuz biber oldu..Kokulu, sapsarı bir su.... Öğğğğğğ iğrençti...

 Sağlık Bakanı televizyona çıkıp Ankara'nın  suyu ile ilgili problem yok. Sadece rengi sarı demişti...Sevgili Büyükşehir Belediye Başkanımızda çıkıp, Kızılırmak suyunu içmişti yaaa...Hani tüm yaz neredeyse bebe, belik- yaşlı, genç hepimiz 2-3 ay süren, geçmeyen  ishalden telef olmuştuk yaa...Zaten bu şahıslarda, o açıklamayı, Ankara'da kolera salgını başladı diyen, gezi ruhu taşıyan arkadaşların dedikodularından  dolayı yapmak zorunda kalmışlardı yaa....O an aklıma bilin bakalım kim gelmişti? Taa ne zaman Rusya'da Çernobil patladığında, sağlık kuruluşları Karadeniz'de yetiştirilen çayları içmeyin.Hepiniz kanser olacaksınız diye bas bas bağırırken yine bir Sağlık Bakanı çıkıp; 
-yoo çaylarımız çok güzel,hemde sağlıklı..bakın ben içiyorum bişey olmaz
 -için için demişti yaa...

Uzmanlarda  10 yıl sonra sonuçlarını görürsünüz demişti de; gerçekten Karadeniz'de insanlar kanserden kırılmaya başlamıştı. Televizyonda, gazetede görmüştük.

Bu sebepten dolayı dua ediyorum
 Ya rabbim Ankara'yı Erciyes'e çevir...Lütfen

                                                                                    Sevgilerimle


24 Kasım 2014 Pazartesi

AH VRE MEMLEKET


Selam
24.Kasım tüm öğretmenlerimizin  öğretmenler gününü kutluyorum..

Öğretmenlerimizi anma şeklimiz bence; bir kutlama mesajı olarak değil de, unutmayarak, kendimizi de unutturmayarak, onların bize gösterdiği doğru yolda adım adım ilerleyerek ve  arada sırada da hatırlarını sorarak  olmalı... 

Buradan yazmak istiyorum. Sevgili ilkokul öğretmenim Seyyal hanım...Hayatımdaki yerin ve önemin çok büyük...Seni çok seviyorum..

Bugün sizlere  Mübadele konusundaki çalışmaları ile tanınan İskender Özsoy'un ilk öykü kitabı olan Ah vre Memleket'i anlatmaya çalışacağım.


AH VRE MEMLEKET

Ressam Dimitrios Katsikas Kappadokis'in Sinasos'ta ki Rumların Türkler tarafından uğurlanışını yansıtan tablosu


Türkçe konuşan  Ortodoks Rumların
Türkçe konuşan Müslüman Türklerin ortak  hikayesi.....Mübadele hikayeleri

Ailesinde mübadil olan biri, mutlaka büyüklerinden  bu hikayelerden birini dinlemiştir. Bir solukta okuduğum güzel bir kitap...Beni en çok etkileyen iki hikayeyi kısa kısa aşağıda özetlemeye çalıştım.Umarım beğenirsiniz.

Gece olmuştu.
Ve gece sürprizlere gebeydi.

Vagondan önce Hasan indi,sonra Ali'yi kucakladı,indirdi;ardından yavuklusu Zülfiye ile kayınanası Meryem'in inmesine yardımcı oldu.
Meryem ana gözlerini doğanın karanlığına alıştırdıktan sonra başını göğe kaldırarak derin bir nefes, çelik kafes içine girmiş gibi hissettiği ciğerlerini temiz havayla doldurdu.
O sırada gökte hilali gören Meryem söylendi:

"Ay gördüm Allah
Amentü billah
Aylar mübarek olsun
Lailaheillallah"
..............

Yoktu Süleyman Ağa yoktu.
....Emin bey meseleyi öğrenince Hasan'a akıl verdi:
"Marşandizin en önündeki pencereli vagonda bizimle Türkiye'ye gelen mübadele heyetinin İtalyan azası var.Git ona sor."
Hasan umutlandı,koşarak gitti. İtalyan'ı buldu.Bir gayret meramını anlatmaya çalıştı."Süleyman,Süleyman.Molla Süleyman." diye
Araya girenlerin yardımıyla anne ve babasının Nusratlı'da kaldığını, 15 gün sonra ayrı bir kafileyle Türkiye'ye gönderileceğini öğrenince yıkıldı Hasan, yiğit Hasan......

Vagona giren askerin koluna sarılarak bağırdı:
"Sende mi görmedin Ali'mi?
Asker tepkisiz,kolunu çekti.
İşini tamamladı, indi.
Kapıyı sürgüledi.
Zülfiye'nin gücüne gitti yeni vatanında kapıların yüzüne kapanması..
........

Yorgun mübadillerin bir bölümü Beyazıt'ta ki misafirhaneye,bir bölümü de -uygun yerlerine ranza kurulan- Sultanahmet Camii'ne yerleştirildi.
Hasan ve Zülfiye, bir hafta geçirdi misafirhanede, annesiz..
Meryem daha hastahaneye götürülürken yolda ölmüştü.
...........

Hasan,Zülfiye ve Ali'ye gelince
Hasan, annesiyle babasının nerede olduğunu öğrenemedi.
Zülfiye anasının mezarını hiç ziyaret edemedi.
Ali Kavala'da kimsesizler yurdunda " kim" olduğunu bilmeden rüyasında " düdüklü amca" sıyla beraber sisler içinde koşarken sonsuzluğa.....Öldü.....




AH VRE MEMLEKET



Yüzü mosmordu Fotini'nin gül yüzlü anacığının...
Bilenler kendi aralarında fısıldaştı."Kadıncağız sekte-i kalpten gidivermiş oturduğu yerde..." diye
Fotini'nin annesinden ayrılması güç oldu.
Bu ayrılık ölümden beterdi.
Antigoni'nin cesedini bir şilteye sardılar,ayaklarına demir bağlayarak denize attılar, gemideki papazların söylediği Themu Voithise Mas ilahisinin eşliğinde....
Ölüm sessizliğini süvarinin gür sesi bozdu:
"Makineler tam yol ileri..."
Gemi, Ege'nin sularından bir meçhule doğru yeniden yola çıkarken güverteden Türkçe ağıtlar yükseliyordu.....

"Dereköy'den çıktım yan basa basa
Mudanya'ya geldim kan kusa kusa
Dereköy'den çıktım başım selamet
Mudanya'ya geldim koptu kıyamet"

Umarım bir daha hiçbir millet bu acıları yaşamaz.
                                                                                    Sevgilerimle

BU BİR MÜBADELE HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI RADYO HİKAYESİ

KOZANA HATIRALARI......

Selam Mübadil insanların fotoğraflarıyla birlikte bir mübadele hikayesi anlatımı burada....Bakalım kimlerle ortak hikayelerimiz var?...